Yazarlarla röportaj projemizin bu haftaki konuğu yazar-şair Uğur TOKUŞ

Uğur Tokuş kimdir, bize biraz kendinizden bahseder misiniz? 1975 istanbul doğumluyum. Baba tarafım aslen Sivas Zaralıyım.İlk ve orta tahsilimi istanbul’ da lise tahsilimi İstanbul Sultanahmet Matbaa Meslek Lisesinde yaptım. Üniversitede sosyal bilimler fakültesini bazı ailevi ve maddi sıkıntılar sebebiyle ikinci sınıfta bırakıp mesleğim olan Matbaa ustalığına devam ettim. Evli ve Berzah adında bir kız babasıyım. Kendimi yazma tutkusu lise yıllarına dayanan,sinema, müzik, kitaplar ve kendimi geliştirebileceğim her alana aşık bir kişi olarak tanımlayabilirim. Kişisel hayatımda doğanın ve sade yaşamın büyük bir savunucusuyum dur. Aynı zamanda çoğu kez yalnız kalmayı ve sessiz ortamları severim bu tür ortamlarda kafamın içindeki seslere daha iyi erişim sağladığımı düşünüyorum, bu yüzden geceleri yazmak benim en tercih ettiğim ortamlardan biridir. Aynı zamanda, farklı kültürleri ve bakış açılarını keşfetmek amacıyla bunlarla ilgili belgeseller, filmler ve kitaplar okumayı seven biriyim. Bu deneyimlerin, benim eserlerimde evrensel temalarla derinlemesine ilgilenmem de katkı sağlayacağını düşünürüm. Zaten ilk kitabım ” Hayatın Felsefi Yolları “ bu gözlemlere olan merakım sonucu ortaya çıkmış bir eserdir. Hayatın Felsefi Yolları adlı eserinizden biraz bilgi verir misiniz? İlk kitabım ve aynı zamanda okurlarımla aramdaki köprünün ilk halkası.Bu kitap adından da anlaşılacağı üzere aslında hayatımızın her anında yanımızda olan davranışlarımız,kişiliğimiz,düşüncelerimiz ve seçimlerimizi ve tecrübelerimizi barındıran bir kitap, bize hayat yolunda karşılaştığımız engellerle ve bunlarla nasıl başa çıkabileceğimizden tutun nasıl insan gibi bir insan olacağımıza kadar kılavuz niteliğinde uzun ve çok zorlu bir araştırma ve sadeleştirme süreci geçirmiş bir kitap. Günümüzde en geçerli felsefecilerin yol gösteren ve kabul görmüş felsefi görüşlerinden bazılarının hayatımızın çeşıtli döngülerine hikaye edilmiş içinde herkesin kendinden birşeyler mutlaka bulacağı bir kitap. Yazım süreci çok uzun yıllarımın diyebileceğim birikimi sayesinde olmuş bir felsefe hayranı olarak sayısız okuduğum eserler sonucu ortaya çıkmış bir kitap. Bu kitaptaki amacım insanlara aslında felsefenin hayatımızın her anında bizimle olduğunu göstermek ve bu konuya uzak olan yada karşılaştığı yabancı terim ve kelimelerle felsefe kitaplarında yorulanlara sıkılmadan ve felsefeyi sevdirecek bir fikir sahibi olmaları için başlangıç kitabı sunmaktı. Bu yüzden de 7 den 77 ye herkesin anlayabileceği sadelikte ve insanların sıkılmadan bu görüşlere hakim olması için küçük hikayeler içine dağıtarak bu fikirleri aktarmaya çalıştım ki bu çok zorlu ve uzun uğraş ve emek isteyen bir süreçti ama severek ve sonunda bundan okurların faydalanabileceği sevinci ve mutluluğuyla şükürler olsun okuyucularımıza kavuşturmak nasip oldu. Bunu da değerli okurlarımın geri dönüşlerinden ve kitaba ne kadar sahip çıktıklarından görebiliyorum ve bu beni ayrıca daha da mutlu ediyor, çünkü Mavi Kuş medya tarafından düzenlenen Edebiyat ödüllerinde kitabım ve ben en iyi çıkış yapan Felsefe yazarı dalında %88 gibi sadece okur oylarından oluşan bir farkla ödül almaya hak kazandık bu da okurlarımın beni ve kitabımı buna layık gördüklerini ve benden daha iyilerini beklediğini gösteriyor bende onlara layık olmaya çalışıp harika proje ve eserlerle dönüş yapacağım. Bu ödülü almamda emeği geçen tüm gönül dostlarına okurlarıma ve böyle güzel bir etkinlikte bizleri okurlarıyla bir araya getiren Mavi Kuş Medya ekibine sizin huzurunuzda teşekkürlerimi sunuyorum. Baktığımız zaman birçok Sivaslı yazar ve şair olduğunu görüyoruz bu konuda düşünceleriniz nelerdir? Evet bir Sivaslı olarak bende bunun farkındayım ama bence bu daha cok Sivas'ın, tarih boyunca birçok şair ve yazar yetiştirmesiyle bilinen bir şehir olduğu, bu durumun Sivas’ın kültürel ve tarihi zenginliğiyle doğrudan bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Şehrin, Anadolu’nun kültür mirasını koruyan önemli merkezlerden biri olduğunu çoğumuz biliriz. Sivas’ın doğal güzellikleri, kültürel çeşitliliği ve halkının derin felsefi bakış açısının, şairler ve yazarlar için önemli bir ilham kaynağı olduğunu ifade edebiliriz. Şehrin tarihi dokusu ve geleneksel yapısı da edebi üretim üzerinde etkili olabilir. Sivaslı şair ve yazarların, Türk edebiyatına önemli katkılar sunduğunu, eserleriyle edebiyatın farklı alanlarında iz bıraktıklarını biliyoruz. Bu yazarların, yaşadıkları toplumun duygu ve düşüncelerini sanatsal bir dille ifade ettiklerini hepimiz hatta dünya bile bilir ki bunlar arasında çok değerli ozan ve aşıklar vardır hatta bunlar arasında Aşık Veysel Karani dünya çapında bilinen aşıklarımızdandır.Yani sonuç olarak havasından suyundan yada genlerimizden bir şekilde bizlere kadar demek ki ulaşabiliyor. Sizce bir yazarda bulunması gereken temel özellik ve insani vasıflar nelerdir? Ahhh işte bu harika bir soru bence hem yazarlık yolunda ilerleyen, hemde yazar olmak isteyen kardeşlerimize bununla ilgili güzel şeyler söyleyebilirim.Bunları şu şekilde sıralayarak açıklayayım. Gözlem Yeteneği: Bir yazarın, etrafındaki dünyayı keskin bir gözlem yeteneği ile algılaması gerekir. Hayatın küçük detaylarını, insan davranışlarını ve çevresel unsurları fark edebilmek, derinlemesine karakter ve mekan tasvirleri yapmasına olanak tanır. Empati: Yazarın, karakterlerinin ve okuyucularının duygusal dünyasına nüfuz edebilmesi için güçlü bir empati yeteneğine sahip olması gerekir. Empati, farklı bakış açılarını ve hayatları anlamayı kolaylaştırır, bu da karakterlerin ve hikayelerin daha inandırıcı olmasını sağlar. Yaratıcılık ve Hayal Gücü: Yaratıcılık, bir yazarın hikaye anlatma sürecinin merkezinde yer alır. Sıradan olayları, farklı ve orijinal bakış açılarıyla ele almak, okuyucunun ilgisini çekmek ve ona yeni bir dünya sunmak için önemlidir. Hayal gücünün sınırsızlığı, bir yazarın en büyük güçlerinden biridir. Disiplin ve Sabır: Yazma süreci zor ve bazen yorucu olur, bu süreçte disiplinli çalışma ve sabırlı olma bir yazar için olmazsa olmazlar arasındadır. Büyük bir eserin ortaya çıkması, çoğu zaman uzun süreli ve sabırlı bir çalışmayı gerektirir. Merak ve Öğrenme İsteği: Sürekli öğrenmeye ve keşfetmeye açık olmanın, bir yazarın gelişimi için kritik olduğunu vurgulamalıyım. Dünyayı ve insanları anlamak, yeni bilgiler edinmek, yazarlık yolculuğunda ilham kaynağı olabilecek birçok farklı perspektif kazandırır. Ben bir yazar olarak bunları kendimde ilke olarak kabul etmişimdir.Kendilerine bu vasıf ve özellikleri katar her zaman öğrenmeye ve yeniliklere açık olurlarsa çok daha iyi hallere geleceklerdir. Bildiğim kadarıyla kitap okumayı ve okuduğunuz kitapları detaylı analiz yapmayı seviyorsunuz. Kitap okuma sevginizin kaynağı nedir? Evet kitap okumayı ve sürekli yeni şeyler öğrenmeyi ve kendimi katlamayı severim.Bu yüzden tek tür kitaplar yerine farklı her türden kitaplardan farklı anlatımlar ve kendime katabileceğim yeni ses özellikleri ararım. Kitapları detaylı analiz yapma konusuna gelirsek okuduğum kitaplarda kendimi yazarın yerine koymayı bana ne aktarmak istediğini anlamaya çalışmayı ve satır aralarına sakladığı çok basit kelimelerdeki derin anlamları keşfetmeyi ve bulmayı severim belki bu biraz fazla detaycı olmamla alakalıdır. Kitap okuma sevgimin kaynağına gelecek olursak çok gariptir ki bu aslında film ve sinema sevdamla başladı diyebilirim.Çocukluktan beri beyazperde benim için büyük bir tutku olmustur.Çok iyi ama gerçekten çok iyi bir film izleyicisiyimdir. Aşağı yukarı izlemediğim film yok gibi diyebilirim ve bu tutkum bana hayal gücümün gelişmesinde çok büyük bir etken oldu sonra yaşım ilerledikçe bu farklı dünyalara ve hayatlara kitaplar sayesinde de ulaşabildiğimi keşfedince okumak, sonra sonra kısa hikayeler, film senaryoları ve kendi çapımda yaptığım şiir çalışmalarına dönüştü. Okudukça merak ve keşfetme isteğim arttı. Her kitabın, yeni bir bakış açısı, farklı bir yaşam deneyimi sunduğunu farkettim.Kitapların, farklı alanlarda bilgi edinmenin en etkili yolu olduğunu öğrendim. Felsefe, tarih, bilim, edebiyat gibi çeşitli konular üzerine kitaplar okuyarak, sürekli olarak kendimi geliştirmenin ve yeni şeyler öğrenmenin zamanla vazgeçilmez olduğunu algıladım. Kitap okuma sevgisinin, içsel zenginliği arttıran, kişisel farkındalığı geliştiren bir yol olduğunu öğrendim. Kitaplar sayesinde, farklı karakterlerin hayatlarını, duygularını ve düşüncelerini deneyimleyerek, kendi iç dünyanızı da derinleştirdiğinizi söyleyebilirim. Ayrıca yazarlık olarak da bana farklı yazım ,anlatım ve ses özellikleri katmam da faydalı olan kaynaklar sağladı sizcede bu kadar katkısından sonra kitap okuma sevilmez mi? Toplumumuzdaki kitap okuma alışkanlığı hakkında neler düşünüyorsunuz? Toplumumuzda kitap okuma alışkanlığının genel olarak yeterince yaygın olmadığını ifade edebilirim. Teknoloji ve sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte, kitap okuma alışkanlığının azaldığını, özellikle genç nesillerin daha kısa ve hızlı içeriklere yöneldiğini gözlemliyorum. Kitap okuma alışkanlığının, bireylerin entelektüel gelişimi, eleştirel düşünme becerileri ve empati yetenekleri açısından ne kadar önemli olduğunun altını çizmek isterim. Kitap okumanın, bireylerin kendilerini ifade etme kabiliyetlerini ve dünyayı anlama kapasitelerini geliştirdiğini düşünüyorum. Eğitim sistemimizin, kitap okuma alışkanlığının kazandırılmasında önemli bir rol oynaması gerektiğini hepimiz bilmeliyiz. Okullarda kitap okuma saatlerinin artırılmalı, öğrencilere daha erken yaşlarda kitap sevgisi aşılanmasının gerekliliğine inanıyorum. Ailelerin de, çocuklarına kitap okuma alışkanlığı kazandırmada önemli bir rolü olduğunu düşünenlerdenim. Çocuklar rol model olarak anne ve babalarını görürler. Ailesinde kitap okuyan kimsenin olmadığı bir çocuk kitaplarla çok daha geç tanışmaktadır. Çocukların erken yaşta kitaplarla tanışması ve aileleri tarafından bu alışkanlığın desteklenmesi gereklidir. Kitap okuma kültürünü yaygınlaştırmak adına yapılabilecek etkinlikler ve kampanyalar geliştirmemiz gerektiğine inanıyorum. Kitap fuarlarının daha erişilebilir hale getirilmesi, Okur ve yazar buluşmalarının sayısı artmalı ve yayınevleri bu konuda yazarlarına daha fazla destek vermeli. Toplumumuzda kitap okuma alışkanlığının gelişme potansiyeline de değinebiliriz. Teknoloji ve sosyal medyanın, doğru kullanıldığında, kitap okuma alışkanlığını teşvik edebilecek araçlar haline gelebileceğini hepimiz biliyoruz. Ve son olarak en önemli faktör gelip yine maddiyata dayanıyor, Kendimde bir matbaacı olduğumdan Kitap baskı maliyetleri hammadde maliyetleri günden güne artarak insanların kitaplara bütçe ayırmasını zorlaştırıyor. Tüm bunlar bir araya geldiğinde birinden veya birkaçından kaynaklanan sebeplerden dolayı okur yazar oranımız gün geçtikçe düşüyor. Yakın zamanda çıkarmayı planladığınız bir kitap olduğunu biliyorum, kitabınız hakkında biraz bilgi verebilir misiniz? Evet yeni kitap, yeni bir tür, yeni heyecanlar sıradaki kitabım Korku, gerilim, doğaüstü ve polisiye tarzının birleşimi bir roman olacak. En büyük korkularıyla yüzleşmek zorunda kalan karakterler,inanılmaz atmosferler,kendinizi hikayenin içinde hissedeceğiniz anlar,iyi ve kötünün amansız mücadelesi ve işin içine girdikçe arap saçına dönmüş olayların içinde kendini bulan karakterimiz. Bu kitabı okurken şimdiye kadar izlemiş olduğum filmler, sevdiğim korku gerilim yazarlarından aldığım ilhamlar ve hayal gücümün sınırlarını zorladığım anlara tanık olacaksınız. Kitap +18 yaş üstüne hitap edecek her karakteriyle ayrı bir duygusal bağ kuracağınıza inanıyorum kimini çok sevecek, kiminden nefret edeceksiniz. Kitabın yazım süreci 3 seneden uzun bir süreye dayanıyor.Wattpad de yayınladığım yıllarda çok sevilmiş fanları olmuş bir kitaptı tabii ki orada tamamlanmadı belkide bittiğinde okuyanlar o zamandan bu zamana bende ve kalemimde nelerin değiştiğini çok daha iyi anlayacak. Bu kitabın benim için önemine gelecek olursak okurlarımın karşısına bu sefer farklı bir türle çıkmak çünkü beni ilk kitabım felsefi bir kitap olduğundan okurlarım ve herkes felsefe üzerine eğitimim var yada sadece o tür yazılar yazıyor sanıyor. Halbuki ben araştırmacı ve her türe hakim bir yazarım ve farklı eserlerle bunu okurlarıma Allah izin verdikçe göstermeyi planlıyorum. Yeni projeyle ilgili ufak ipuçları verdiğim paylaşımlar sosyal medyada paylaşıyorum. Tamamlandı ve çok yakın zamanda sizlerle olacak inşAllah. Şimdilik bu kadarını söyleyebilirim ama her türlü sürprize hazırlıklı olun . İleriye dönük hedef ve projeleriniz nelerdir? Az öncede dediğim gibi birbirinden farklı 6 farklı proje taslağı üzerinde çalışıyorum çok yoğun bir tempoya rağmen bazen ben bile kendime hepsine nasıl zaman ayırdığımla alakalı şaşıyorum ama severek ve zevk alarak yaptığınız zaman her şeye vakit bulabiliyorsunuz. Farklı türlerde kitaplarla ilerlemeye devam edeceğim. Bunun bir sebebi de bir yazar olarak sürekli kendimi geliştirmek, yeni teknikler denemek, farklı anlatım tarzları keşfetmek ve benim bunlarla edebiyat dünyasına neler katabileceğimi görmek. ilerideki hedeflerim arasında okurlarımla daha fazla aktif olabilmek, daha fazla imza günü ve fuarda yada söyleşilerde hasbihal edebilmek yatıyor. Sosyal medya üzerinden çok güzel sohbetler ettiğim okurlarım ve takipçilerim var değerli yazar hocalarım var bunların artması en büyük hedeflerimden. ileriye dönük hedeflerimden biri de kitaplarımı ilerde beyaz perde yada yurtdışı platformlarda da çeşitli dillerde görebilmek. ilerde şu anda ne kadar elimden geleni yapsamda bana yeterli gelmeyen daha büyük toplumsal ve sosyal projelerde ve desteklerde yada yardıma ihtiyaç duyan kardeşlerimize merhem olabilmek isterim. ileriye dönük projelerim şimdilik bunlar Allahım hayırlı ve kolayı ile yapabilmeyi nasip etsin inşAllah. Sizce bir yazar en çok nelerden, hangi duygulardan beslenir? Bir yazarın en çok nelerden ve hangi duygulardan beslenebileceği konusunda aklıma gelenlerde şunları sıralayabiliriz. Kişisel Deneyimler: Yazarlar genellikle kendi yaşam deneyimlerinden beslenirler. Kişisel başarılar, başarısızlıklar, ilişkiler, travmalar ve mutluluklar, yazılarında derin ve otantik bir bağ kurmalarını sağlar. Bu deneyimler, karakterlerin ve hikayelerin gerçekliğini artırır. Gözlem ve İnsan Davranışları: Çevredeki insanları gözlemlemek, onların davranışlarını ve duygularını anlamak yazarlar için önemli bir ilham kaynağıdır. Sosyal etkileşimler, günlük yaşamın sıradan olayları ve insan ilişkilerinin dinamikleri, yazılarına zenginlik katar. Duygusal Derinlik: Yazarlar, çeşitli duygusal durumları derinlemesine yaşar ve bunlardan beslenirler. Mutluluk, üzüntü, öfke, sevgi, korku ve huzur gibi duygular, yazılarında güçlü bir duygusal etki yaratmalarına yardımcı olur. Sanat ve Edebiyat: Diğer sanat dalları ve edebi eserler, yazarların yaratıcılığını besler. Resim, müzik, film ve tiyatro gibi sanat formları, yazılarına yeni perspektifler ve yaratıcı unsurlar katabilir. Doğa ve Çevre: Doğanın güzellikleri ve çevresel unsurlar, birçok yazar için ilham kaynağıdır. Doğal manzaralar, hava koşulları ve doğanın sunduğu huzur veya karmaşa, yazılarında önemli bir yer tutabilir. Tarih ve Kültür: Tarihî olaylar, kültürel gelenekler ve toplumun geçmişi, yazılarında derinlik ve bağlam sağlayabilir. Tarihsel bağlamlar ve kültürel ögeler, karakterler ve hikayeler için zengin arka planlar oluşturabilir. İçsel Düşünceler ve Felsefi Sorular: Yazarlar, içsel düşünceleri, felsefi sorgulamalar ve varoluşsal sorular üzerinden de beslenirler. Kendi içsel dünyalarındaki çatışmalar, arayışlar ve düşünceler, yazılarının temel taşlarını oluşturabilir. Size sorulmasına tahammül edemediğiniz bir soru var mıdır? Bu tür sorular bana göre üçe ayrılır ve hiç tahammülüm yoktur. Kişisel Sınırlar: Kişisel sınırların ve mahremiyetin korunması gereken konulara dair sorulara genellikle tahammül göstermediğimi belirtebilirim. Özellikle kişisel hayat, özel ilişkiler veya hassas deneyimler gibi özel alanlara dair sorular bu kapsama girer. Ahlaki ve Etik Sınırlamalar: Ahlaki veya etik açıdan sorunlu olabilecek, insanlara zarar verebilecek veya onları küçümseyebilecek içerikteki sorulara karşı duyarlıyım. Bu tür sorulara yanıt verirken de dikkatli ve saygılı bir yaklaşım sergilemek önemlidir. Yanıltıcı ve Kötü Niyetli Sorular: Yanıltıcı bilgi yaymak, spekülasyon yapmak veya kötü niyetli amaçlar güden sorulara tahammül göstermemek gerektiğini belirtebilirim. Bu tür soruların, doğru ve güvenilir bilgi sağlama amacına hizmet etmediğini vurgulayabilirim. Çay mı kahve mi? Tabii ki çay olmazsa olmazım hatta gün içinde en çok tükettiğim diyebiliriz. Sizce sevgi nedir, nasıl tarif edersiniz? Sevgi, bir kişi, nesne veya kavramla derin bir duygusal bağ kurmaktır. Bu bağ, güçlü bir bağlılık, sadakat ve karşılıklı anlayış demektir. Sevgi, karşılıklı saygı ve şefkatle desteklenir. Bu, diğer kişinin ihtiyaçlarına ve duygularına duyarlılık, empati ve anlayış gösterilmesini içerir. Bazen kişisel çıkarların ötesine geçmeyi ve başkalarının iyiliği için fedakarlık yapmayı gerektirir. Bu, kendini başkalarının ihtiyaçlarına göre ayarlamayı ve onların mutluluğu için çaba göstermeyi gerektirir. Güçlü bir bağlılık ve güven duygusu oluşturur. Bu, karşılıklı güvene dayalı sağlam bir ilişki ve uzun süreli bir destek anlamına gelir. Eskiden günümüze sizi etkileyen veya kalemini beğendiğiniz yazar ve şairler var mıdır? Klasik edebiyatta Friedrich Nietzsche Felsefi eserleri ve derin düşünce tarzıyla, özellikle varoluşsal sorgulamaları ve insan doğası üzerine yazılarıyla ve Tolstoy aynı şekilde beni etkilemiştir. Türk edebiyatında Mevlana Celaleddin Rumi-Serkan Fırat Tasavvuf edebiyatının önde gelen isimlerinden biri olarak, şiirleri ve felsefi düşünceleriyle derin bir etki yaratmış olabilir. Orhan Pamuk Modern Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olarak, eserleriyle kültürel ve tarihsel perspektifleri keşfetmeme yardımcı oldu diyebilirim. Çağdaş Edebiyat Haruki Murakami Postmodern romanları ve benzersiz anlatım tarzıyla, özellikle hayal gücü ve gerçeklik arasındaki sınırları keşfetme konusunda etkili bir yazardır. Margaret Atwood Feminizm ve toplumsal eleştiriyi işleyen eserleriyle, çağdaş edebiyatın önemli yazarlarından biri olarak ilham kaynağı olabilecek bir yazardır. Ayrıca son zamanlarda bunlar arasına koyabileceğim kitabını yeni okumuş olduğum toplumsal olaylara harika dokunuşlar yaptığını gördüğüm Şale Köse. Şiirde Pablo Neruda Şiirlerinde sevgi, politika ve insanlık halleri üzerine yazdığı güçlü ve duygusal metinlerle beni çok etkileyen bir şair.Sylvia Plath İçsel çatışmalar ve psikolojik derinlikleri işleyen şiirleriyle, özellikle kişisel ve duygusal keşiflerde çok etkili bir şair.Yine bizden son zamanlarda okuduğum ve özellikle dilindeki farklılık ve Aşıklara has dokunuşları yakaladığım ve her bir şiirine hayran olduğum Mehmet Emci. Sakın adını anmadığım yada sıralayamadığım sayısız değerli yazarımız alınmasın bunlar benim kişisel görüşüm ve yakın zamanda bende derin izler bırakan yazar Kalemdaşlarım.Daha belki burada saymakla bitiremeyeceğim birbirinden değerli yabancılara kalem attıracak fakat adı bilinmeyen yazarımızı sayabilirim. Her gün yeni bir yazarın ve yeni bir kitabın çıktığına tanıklık ediyoruz. Bu konuda bir şeyler söylemek ister misiniz? Her gün yeni yazarların ve kitapların piyasaya çıkması, edebiyat dünyasının sürekli bir yenilik ve çeşitlilik sunduğunu gösterir. Bu durum, farklı bakış açıları, anlatım tarzları ve konuların keşfedilmesini sağlar ve okuyuculara geniş bir seçim yelpazesi sunar. Yeni yazarların ortaya çıkması, edebi dünyada fırsatlar ve taze seslerin ortaya çıkmasına olanak tanır. Bu, hem deneyimli yazarlar hem de yeni başlayanlar için ilham verici bir ortam oluşturur. Yazarlar, kendi seslerini bulma ve eserlerini paylaşma konusunda daha fazla fırsata sahip olurlar. Her gün çıkan yeni kitaplar, okuyucuların daha fazla seçeneğe sahip olmasını sağlar. Farklı türlerde, konularda ve yazım tarzlarında kitaplar bulmak, okuyucuların ilgi alanlarına göre kitap seçmelerine olanak tanır ve okuma alışkanlıklarını çeşitlendirir. Pazarın genişlemesiyle birlikte, yazarların ve yayınevlerinin kaliteli içerik sunma konusunda daha fazla rekabetle karşı karşıya kaldığını belirtmek önemli bu noktada. Bu durum, hem yazım kalitesinin hem de yayıncılık standartlarının yükselmesine katkıda da bulunabilir aynı zamanda düşürebilirde. Yeni yazarların ve kitapların çıkışı, edebiyatın sürekli olarak evrildiğini ve değiştiğini gösterir. Bu, edebi formların, temaların ve anlatım tekniklerinin zamanla nasıl geliştiğini gözlemleme fırsatımız olacak ve tabii ki her şeyde olduğu gibi burada da kalıcı olan ve elenenler olacaktır okur her zaman özveri ve kaliteyi farkeder. Hayatınızda düstur edindiğiniz bir söz veya davranış var mıdır? Hayatımda ‘Her şeyin bir zamanı vardır’ sözünü düstur edindim. Bu anlayış, bana sabırlı olmayı ve her durumda olayların doğal akışına güvenmeyi öğretti. Bu yaklaşım, hem kişisel hem de profesyonel yaşamda daha dengeli ve huzurlu bir bakış açısı kazanmama yardımcı oldu. Şans mı nasip mi, bir ayrım yapar mısınız? Aslında bu soruya verilebilecek yanıt kişisel bakış açınıza göre değişiklik gösterecektir. Şans, genellikle kontrol edemediğimiz ve beklenmedik olayların bir araya gelmesi olarak tanımlanır. Kimi insanlar şansın, belirli bir hazırlık ve fırsatın kesişimi olduğuna inanır. Hayatın bazı anlarında şans, olumlu veya olumsuz olayların sebebi olarak kabul edilir. Nasip ise daha çok bir inanç ve kader anlayışına dayanır. Bireyin yaşamında gerçekleşen olayların önceden belirlendiği ve kişinin buna teslim olduğu bir kavramdır. Nasip, kişinin elinden geleni yaptıktan sonra, olayların sonuçlarını kabul etme sürecini içerir. Şans ve nasip arasında bir ayrım yapıp yapmamak, kişisel inançlar ve dünya görüşüne bağlıdır. Eğer hayatta kontrol edemediğimiz durumların bir sebebi olduğuna inanıyorsanız, nasibi ön plana çıkarabilirsiniz. Diğer yandan, olayların tesadüfi olduğunu düşünüyorsanız, şans kavramına daha yakın hissedebilirsiniz. Bazı insanlar, hayatta hem şansın hem de nasibin rol oynadığına inanır. Hayatta karşımıza çıkan fırsatlar ve olayların bir kısmının şans eseri olduğunu, bir kısmının ise nasip ile şekillendiğini düşünürler. Bana kalırsa "Şans, anlık fırsatlar ve beklenmedik karşılaşmaların sonucudur; nasip ise bu fırsatların bizim için en doğru zamanda karşımıza çıkmasıdır" gibi bir yaklaşımla her iki kavramı da kucaklayan bir cevap vereyim. Sosyal medyadan takip ettiğimiz kadarıyla yeni kitabınızla ilgili müzik çalışmalarınız da var bu konuyu biraz açabilir miyiz? Yeni kitabımın atmosferini tam anlamıyla yansıtmak ve okuyuculara benzersiz bir deneyim sunmak için müzik çalışmaları yapıyorum. Bu müzikler, hikayenin duygusal tonunu ve karakterlerin içsel dünyasını daha derinlemesine hissettirecek şekilde tasarlandı. Okuyucular, kitabı okurken bu müzikleri dinleyerek hikayeye daha fazla bağlanabilecekler. Aynı filmlerdeki gibi kitap adına özel Türkçe ve ingilizce soundtrack albümü olacak ve tüm bu söz müzikler bana ait tarafımdan hazırlanacak. Ayrıca sadece belirli an ve atmosferlere ve kitaptaki bölümlere özel enstrümantal tema kısımları olacak. Amacım okurlarımın her an bu kitaptan ve hikayeden en yüksek hazzı almaları ve kendilerini kendilerini hikayeye kaptırmaları. Sosyal medya kullanımı hakkında düşünceleriniz nelerdir, fayda ve zararları hakkında neler söylemek istersiniz? Sosyal medyanın, doğru kullanıldığında bilgiye hızlı erişim, bağlantı kurma ve ilham alma gibi birçok faydası var. Ancak, bilinçsiz kullanımda zaman kaybı, bağımlılık ve gizlilik riskleri gibi olumsuz etkiler de söz konusu olabilir. Bu nedenle, sosyal medya kullanımında dengeyi sağlamak ve bilinçli tercihler yapmak çok önemli. Genç ya da yeni çıkan kalemler için buradan bir tavsiyeniz olacak mı? Genç yazarlar için en önemli tavsiyem, yazma tutkularını asla kaybetmemeleri ve her gün yazmaya devam etmeleridir. Yazarlık bir maraton gibidir; sabır, azim ve sürekli öğrenme ile başarıya ulaşılır. Kendi sesinizi bulduğunuzda, eserlerinizin okurlarda nasıl bir iz bıraktığını görmek, bu yolculuğun en güzel ödüllerinden biri olacaktır. Başarı tesadüf müdür? Başarı genellikle tesadüflerle değil, planlama, çaba ve kararlılıkla elde edilir. Şans, bazen doğru zamanda doğru yerde olmayı getirebilir, ancak gerçek başarı, fırsatları değerlendirmek için hazır olduğunuzda gelir. Başarı, çoğunlukla sürekli bir emeğin ve azmin sonucudur. Son sözlerinizi alabilir miyim? Öncelikle bu keyifli sohbet için teşekkür ederim. Yazarlık, insanın kendi iç dünyasını ve yaşamdan aldığı dersleri paylaşabileceği büyülü bir yolculuk. Bu yolculukta, sabır, azim ve öğrenme arzusunun en önemli yol arkadaşları olduğunu düşünüyorum. Okuyucularıma da şunu söylemek isterim: Hayallerinizin peşinden gitmekten asla vazgeçmeyin. Her adım, sizi hedeflerinize bir adım daha yaklaştırır. Yazmak, okumak ve öğrenmek; bu üçlü, hayat boyu rehberiniz olsun. Sevgilerimle.