PROJE İSMİ | AMACI | DURUM | BAĞLANTI LİNK |
---|---|---|---|
100 Yazar 100 Eser | Cumhuriyetimizin 100. yılına özel | Tamamlandı | Satın Alabilirsiniz |
Kudüs | Kanayan Yaramız | Tamamlandı | Satın Alabilirsiniz |
Yarım Kalan Hikayeler | Herkesin bir hikayesi vardır | Eser alımı tamamlandı | Eser Paylaşımı |
Öğretmenim | Sizi etkileyen öğretmeninizi anlatın antolojide yer verelim | Devam ediyor | Eser Paylaşımı |
Ortadoğu şiir yarışması | 3 kişiye ödül verilecek | Devam ediyor | Eser Paylaşımı |
Güle Revan | 40 Yazar 40 Naat | Eser alımı tamamlandı | Satın Alabilirsiniz |
Uğur Tokuş kimdir, bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
1975 istanbul doğumluyum. Baba tarafım aslen Sivas Zaralıyım.İlk ve orta tahsilimi
istanbul’ da lise tahsilimi İstanbul Sultanahmet Matbaa Meslek Lisesinde yaptım.
Üniversitede sosyal bilimler fakültesini bazı ailevi ve maddi sıkıntılar sebebiyle ikinci
sınıfta bırakıp mesleğim olan Matbaa ustalığına devam ettim.
Evli ve Berzah adında bir kız babasıyım.
Kendimi yazma tutkusu lise yıllarına dayanan,sinema, müzik, kitaplar ve kendimi
geliştirebileceğim her alana aşık bir kişi olarak tanımlayabilirim.
Kişisel hayatımda doğanın ve sade yaşamın büyük bir savunucusuyum dur.
Aynı zamanda çoğu kez yalnız kalmayı ve sessiz ortamları severim bu tür ortamlarda
kafamın içindeki seslere daha iyi erişim sağladığımı düşünüyorum, bu yüzden geceleri
yazmak benim en tercih ettiğim ortamlardan biridir.
Aynı zamanda, farklı kültürleri ve bakış açılarını keşfetmek amacıyla bunlarla ilgili
belgeseller, filmler ve kitaplar okumayı seven biriyim. Bu deneyimlerin, benim
eserlerimde evrensel temalarla derinlemesine ilgilenmem de katkı sağlayacağını
düşünürüm.
Zaten ilk kitabım ” Hayatın Felsefi Yolları “ bu gözlemlere olan merakım sonucu ortaya
çıkmış bir eserdir.
Hayatın Felsefi Yolları adlı eserinizden biraz bilgi verir misiniz?
İlk kitabım ve aynı zamanda okurlarımla aramdaki köprünün ilk halkası.Bu kitap
adından da anlaşılacağı üzere aslında hayatımızın her anında yanımızda olan
davranışlarımız,kişiliğimiz,düşüncelerimiz ve seçimlerimizi ve tecrübelerimizi barındıran
bir kitap, bize hayat yolunda karşılaştığımız engellerle ve bunlarla nasıl başa
çıkabileceğimizden tutun nasıl insan gibi bir insan olacağımıza kadar kılavuz niteliğinde
uzun ve çok zorlu bir araştırma ve sadeleştirme süreci geçirmiş bir kitap.
Günümüzde en geçerli felsefecilerin yol gösteren ve kabul görmüş felsefi görüşlerinden
bazılarının hayatımızın çeşıtli döngülerine hikaye edilmiş içinde herkesin kendinden
birşeyler mutlaka bulacağı bir kitap.
Yazım süreci çok uzun yıllarımın diyebileceğim birikimi sayesinde olmuş bir felsefe
hayranı olarak sayısız okuduğum eserler sonucu ortaya çıkmış bir kitap.
Bu kitaptaki amacım insanlara aslında felsefenin hayatımızın her anında bizimle
olduğunu göstermek ve bu konuya uzak olan yada karşılaştığı yabancı terim ve
kelimelerle felsefe kitaplarında yorulanlara sıkılmadan ve felsefeyi sevdirecek bir fikir
sahibi olmaları için başlangıç kitabı sunmaktı.
Bu yüzden de 7 den 77 ye herkesin anlayabileceği sadelikte ve insanların sıkılmadan bu
görüşlere hakim olması için küçük hikayeler içine dağıtarak bu fikirleri aktarmaya
çalıştım ki bu çok zorlu ve uzun uğraş ve emek isteyen bir süreçti ama severek ve
sonunda bundan okurların faydalanabileceği sevinci ve mutluluğuyla şükürler olsun
okuyucularımıza kavuşturmak nasip oldu.
Bunu da değerli okurlarımın geri dönüşlerinden ve kitaba ne kadar sahip çıktıklarından
görebiliyorum ve bu beni ayrıca daha da mutlu ediyor, çünkü Mavi Kuş medya
tarafından düzenlenen Edebiyat ödüllerinde kitabım ve ben en iyi çıkış yapan Felsefe
yazarı dalında %88 gibi sadece okur oylarından oluşan bir farkla ödül almaya hak
kazandık bu da okurlarımın beni ve kitabımı buna layık gördüklerini ve benden daha
iyilerini beklediğini gösteriyor bende onlara layık olmaya çalışıp harika proje ve eserlerle
dönüş yapacağım. Bu ödülü almamda emeği geçen tüm gönül dostlarına okurlarıma ve
böyle güzel bir etkinlikte bizleri okurlarıyla bir araya getiren Mavi Kuş Medya ekibine
sizin huzurunuzda teşekkürlerimi sunuyorum.
Baktığımız zaman birçok Sivaslı yazar ve şair olduğunu görüyoruz bu konuda
düşünceleriniz nelerdir?
Evet bir Sivaslı olarak bende bunun farkındayım ama bence bu daha cok Sivas’ın, tarih
boyunca birçok şair ve yazar yetiştirmesiyle bilinen bir şehir olduğu, bu durumun
Sivas’ın kültürel ve tarihi zenginliğiyle doğrudan bağlantılı olduğunu düşünüyorum.
Şehrin, Anadolu’nun kültür mirasını koruyan önemli merkezlerden biri olduğunu
çoğumuz biliriz.
Sivas’ın doğal güzellikleri, kültürel çeşitliliği ve halkının derin felsefi bakış açısının,
şairler ve yazarlar için önemli bir ilham kaynağı olduğunu ifade edebiliriz. Şehrin tarihi
dokusu ve geleneksel yapısı da edebi üretim üzerinde etkili olabilir.
Sivaslı şair ve yazarların, Türk edebiyatına önemli katkılar sunduğunu, eserleriyle
edebiyatın farklı alanlarında iz bıraktıklarını biliyoruz. Bu yazarların, yaşadıkları
toplumun duygu ve düşüncelerini sanatsal bir dille ifade ettiklerini hepimiz hatta dünya
bile bilir ki bunlar arasında çok değerli ozan ve aşıklar vardır hatta bunlar arasında Aşık
Veysel Karani dünya çapında bilinen aşıklarımızdandır.Yani sonuç olarak havasından
suyundan yada genlerimizden bir şekilde bizlere kadar demek ki ulaşabiliyor.
Sizce bir yazarda bulunması gereken temel özellik ve insani vasıflar nelerdir?
Ahhh işte bu harika bir soru bence hem yazarlık yolunda ilerleyen, hemde yazar olmak
isteyen kardeşlerimize bununla ilgili güzel şeyler söyleyebilirim.Bunları şu şekilde
sıralayarak açıklayayım.
Gözlem Yeteneği: Bir yazarın, etrafındaki dünyayı keskin bir gözlem yeteneği ile
algılaması gerekir. Hayatın küçük detaylarını, insan davranışlarını ve çevresel unsurları
fark edebilmek, derinlemesine karakter ve mekan tasvirleri yapmasına olanak tanır.
Empati: Yazarın, karakterlerinin ve okuyucularının duygusal dünyasına nüfuz
edebilmesi için güçlü bir empati yeteneğine sahip olması gerekir. Empati, farklı bakış
açılarını ve hayatları anlamayı kolaylaştırır, bu da karakterlerin ve hikayelerin daha
inandırıcı olmasını sağlar.
Yaratıcılık ve Hayal Gücü: Yaratıcılık, bir yazarın hikaye anlatma sürecinin merkezinde
yer alır. Sıradan olayları, farklı ve orijinal bakış açılarıyla ele almak, okuyucunun ilgisini
çekmek ve ona yeni bir dünya sunmak için önemlidir. Hayal gücünün sınırsızlığı, bir
yazarın en büyük güçlerinden biridir.
Disiplin ve Sabır: Yazma süreci zor ve bazen yorucu olur, bu süreçte disiplinli çalışma
ve sabırlı olma bir yazar için olmazsa olmazlar arasındadır. Büyük bir eserin ortaya
çıkması, çoğu zaman uzun süreli ve sabırlı bir çalışmayı gerektirir.
Merak ve Öğrenme İsteği: Sürekli öğrenmeye ve keşfetmeye açık olmanın, bir yazarın
gelişimi için kritik olduğunu vurgulamalıyım. Dünyayı ve insanları anlamak, yeni bilgiler
edinmek, yazarlık yolculuğunda ilham kaynağı olabilecek birçok farklı perspektif
kazandırır.
Ben bir yazar olarak bunları kendimde ilke olarak kabul etmişimdir.Kendilerine bu vasıf
ve özellikleri katar her zaman öğrenmeye ve yeniliklere açık olurlarsa çok daha iyi
hallere geleceklerdir.
Bildiğim kadarıyla kitap okumayı ve okuduğunuz kitapları detaylı analiz yapmayı
seviyorsunuz. Kitap okuma sevginizin kaynağı nedir?
Evet kitap okumayı ve sürekli yeni şeyler öğrenmeyi ve kendimi katlamayı severim.Bu
yüzden tek tür kitaplar yerine farklı her türden kitaplardan farklı anlatımlar ve kendime
katabileceğim yeni ses özellikleri ararım.
Kitapları detaylı analiz yapma konusuna gelirsek okuduğum kitaplarda kendimi yazarın
yerine koymayı bana ne aktarmak istediğini anlamaya çalışmayı ve satır aralarına
sakladığı çok basit kelimelerdeki derin anlamları keşfetmeyi ve bulmayı severim belki bu
biraz fazla detaycı olmamla alakalıdır.
Kitap okuma sevgimin kaynağına gelecek olursak çok gariptir ki bu aslında film ve
sinema sevdamla başladı diyebilirim.Çocukluktan beri beyazperde benim için büyük bir
tutku olmustur.Çok iyi ama gerçekten çok iyi bir film izleyicisiyimdir. Aşağı yukarı
izlemediğim film yok gibi diyebilirim ve bu tutkum bana hayal gücümün gelişmesinde
çok büyük bir etken oldu sonra yaşım ilerledikçe bu farklı dünyalara ve hayatlara kitaplar
sayesinde de ulaşabildiğimi keşfedince okumak, sonra sonra kısa hikayeler, film
senaryoları ve kendi çapımda yaptığım şiir çalışmalarına dönüştü.
Okudukça merak ve keşfetme isteğim arttı. Her kitabın, yeni bir bakış açısı, farklı bir
yaşam deneyimi sunduğunu farkettim.Kitapların, farklı alanlarda bilgi edinmenin en etkili
yolu olduğunu öğrendim.
Felsefe, tarih, bilim, edebiyat gibi çeşitli konular üzerine kitaplar okuyarak, sürekli
olarak kendimi geliştirmenin ve yeni şeyler öğrenmenin zamanla vazgeçilmez olduğunu
algıladım.
Kitap okuma sevgisinin, içsel zenginliği arttıran, kişisel farkındalığı geliştiren bir yol
olduğunu öğrendim. Kitaplar sayesinde, farklı karakterlerin hayatlarını, duygularını ve
düşüncelerini deneyimleyerek, kendi iç dünyanızı da derinleştirdiğinizi söyleyebilirim.
Ayrıca yazarlık olarak da bana farklı yazım ,anlatım ve ses özellikleri katmam da faydalı
olan kaynaklar sağladı sizcede bu kadar katkısından sonra kitap okuma sevilmez mi?
Toplumumuzdaki kitap okuma alışkanlığı hakkında neler düşünüyorsunuz?
Toplumumuzda kitap okuma alışkanlığının genel olarak yeterince yaygın olmadığını
ifade edebilirim. Teknoloji ve sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte, kitap okuma
alışkanlığının azaldığını, özellikle genç nesillerin daha kısa ve hızlı içeriklere yöneldiğini
gözlemliyorum.
Kitap okuma alışkanlığının, bireylerin entelektüel gelişimi, eleştirel düşünme becerileri
ve empati yetenekleri açısından ne kadar önemli olduğunun altını çizmek isterim. Kitap
okumanın, bireylerin kendilerini ifade etme kabiliyetlerini ve dünyayı anlama
kapasitelerini geliştirdiğini düşünüyorum.
Eğitim sistemimizin, kitap okuma alışkanlığının kazandırılmasında önemli bir rol
oynaması gerektiğini hepimiz bilmeliyiz. Okullarda kitap okuma saatlerinin artırılmalı,
öğrencilere daha erken yaşlarda kitap sevgisi aşılanmasının gerekliliğine inanıyorum.
Ailelerin de, çocuklarına kitap okuma alışkanlığı kazandırmada önemli bir rolü olduğunu
düşünenlerdenim. Çocuklar rol model olarak anne ve babalarını görürler. Ailesinde kitap
okuyan kimsenin olmadığı bir çocuk kitaplarla çok daha geç tanışmaktadır. Çocukların
erken yaşta kitaplarla tanışması ve aileleri tarafından bu alışkanlığın desteklenmesi
gereklidir.
Kitap okuma kültürünü yaygınlaştırmak adına yapılabilecek etkinlikler ve kampanyalar
geliştirmemiz gerektiğine inanıyorum. Kitap fuarlarının daha erişilebilir hale getirilmesi,
Okur ve yazar buluşmalarının sayısı artmalı ve yayınevleri bu konuda yazarlarına daha
fazla destek vermeli.
Toplumumuzda kitap okuma alışkanlığının gelişme potansiyeline de değinebiliriz.
Teknoloji ve sosyal medyanın, doğru kullanıldığında, kitap okuma alışkanlığını teşvik
edebilecek araçlar haline gelebileceğini hepimiz biliyoruz.
Ve son olarak en önemli faktör gelip yine maddiyata dayanıyor, Kendimde bir matbaacı
olduğumdan Kitap baskı maliyetleri hammadde maliyetleri günden güne artarak
insanların kitaplara bütçe ayırmasını zorlaştırıyor.
Tüm bunlar bir araya geldiğinde birinden veya birkaçından kaynaklanan sebeplerden
dolayı okur yazar oranımız gün geçtikçe düşüyor.
Yakın zamanda çıkarmayı planladığınız bir kitap olduğunu biliyorum, kitabınız
hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?
Evet yeni kitap, yeni bir tür, yeni heyecanlar sıradaki kitabım Korku, gerilim, doğaüstü ve
polisiye tarzının birleşimi bir roman olacak. En büyük korkularıyla yüzleşmek zorunda
kalan karakterler,inanılmaz atmosferler,kendinizi hikayenin içinde hissedeceğiniz
anlar,iyi ve kötünün amansız mücadelesi ve işin içine girdikçe arap saçına dönmüş
olayların içinde kendini bulan karakterimiz.
Bu kitabı okurken şimdiye kadar izlemiş olduğum filmler, sevdiğim korku gerilim
yazarlarından aldığım ilhamlar ve hayal gücümün sınırlarını zorladığım anlara tanık
olacaksınız.
Kitap +18 yaş üstüne hitap edecek her karakteriyle ayrı bir duygusal bağ kuracağınıza
inanıyorum kimini çok sevecek, kiminden nefret edeceksiniz.
Kitabın yazım süreci 3 seneden uzun bir süreye dayanıyor.Wattpad de yayınladığım
yıllarda çok sevilmiş fanları olmuş bir kitaptı tabii ki orada tamamlanmadı belkide
bittiğinde okuyanlar o zamandan bu zamana bende ve kalemimde nelerin değiştiğini çok
daha iyi anlayacak.
Bu kitabın benim için önemine gelecek olursak okurlarımın karşısına bu sefer farklı bir
türle çıkmak çünkü beni ilk kitabım felsefi bir kitap olduğundan okurlarım ve herkes
felsefe üzerine eğitimim var yada sadece o tür yazılar yazıyor sanıyor.
Halbuki ben araştırmacı ve her türe hakim bir yazarım ve farklı eserlerle bunu
okurlarıma Allah izin verdikçe göstermeyi planlıyorum.
Yeni projeyle ilgili ufak ipuçları verdiğim paylaşımlar sosyal medyada paylaşıyorum.
Tamamlandı ve çok yakın zamanda sizlerle olacak inşAllah.
Şimdilik bu kadarını söyleyebilirim ama her türlü sürprize hazırlıklı olun .
İleriye dönük hedef ve projeleriniz nelerdir?
Az öncede dediğim gibi birbirinden farklı 6 farklı proje taslağı üzerinde çalışıyorum çok
yoğun bir tempoya rağmen bazen ben bile kendime hepsine nasıl zaman ayırdığımla
alakalı şaşıyorum ama severek ve zevk alarak yaptığınız zaman her şeye vakit
bulabiliyorsunuz.
Farklı türlerde kitaplarla ilerlemeye devam edeceğim. Bunun bir sebebi de bir yazar
olarak sürekli kendimi geliştirmek, yeni teknikler denemek, farklı anlatım tarzları
keşfetmek ve benim bunlarla edebiyat dünyasına neler katabileceğimi görmek.
ilerideki hedeflerim arasında okurlarımla daha fazla aktif olabilmek, daha fazla imza
günü ve fuarda yada söyleşilerde hasbihal edebilmek yatıyor.
Sosyal medya üzerinden çok güzel sohbetler ettiğim okurlarım ve takipçilerim var
değerli yazar hocalarım var bunların artması en büyük hedeflerimden.
ileriye dönük hedeflerimden biri de kitaplarımı ilerde beyaz perde yada yurtdışı
platformlarda da çeşitli dillerde görebilmek.
ilerde şu anda ne kadar elimden geleni yapsamda bana yeterli gelmeyen daha büyük
toplumsal ve sosyal projelerde ve desteklerde yada yardıma ihtiyaç duyan
kardeşlerimize merhem olabilmek isterim.
ileriye dönük projelerim şimdilik bunlar Allahım hayırlı ve kolayı ile yapabilmeyi nasip
etsin inşAllah.
Sizce bir yazar en çok nelerden, hangi duygulardan beslenir?
Bir yazarın en çok nelerden ve hangi duygulardan beslenebileceği konusunda aklıma
gelenlerde şunları sıralayabiliriz.
Kişisel Deneyimler: Yazarlar genellikle kendi yaşam deneyimlerinden beslenirler.
Kişisel başarılar, başarısızlıklar, ilişkiler, travmalar ve mutluluklar, yazılarında derin ve
otantik bir bağ kurmalarını sağlar. Bu deneyimler, karakterlerin ve hikayelerin
gerçekliğini artırır.
Gözlem ve İnsan Davranışları: Çevredeki insanları gözlemlemek, onların
davranışlarını ve duygularını anlamak yazarlar için önemli bir ilham kaynağıdır. Sosyal
etkileşimler, günlük yaşamın sıradan olayları ve insan ilişkilerinin dinamikleri, yazılarına
zenginlik katar.
Duygusal Derinlik: Yazarlar, çeşitli duygusal durumları derinlemesine yaşar ve
bunlardan beslenirler. Mutluluk, üzüntü, öfke, sevgi, korku ve huzur gibi duygular,
yazılarında güçlü bir duygusal etki yaratmalarına yardımcı olur.
Sanat ve Edebiyat: Diğer sanat dalları ve edebi eserler, yazarların yaratıcılığını besler.
Resim, müzik, film ve tiyatro gibi sanat formları, yazılarına yeni perspektifler ve yaratıcı
unsurlar katabilir.
Doğa ve Çevre: Doğanın güzellikleri ve çevresel unsurlar, birçok yazar için ilham
kaynağıdır. Doğal manzaralar, hava koşulları ve doğanın sunduğu huzur veya karmaşa,
yazılarında önemli bir yer tutabilir.
Tarih ve Kültür: Tarihî olaylar, kültürel gelenekler ve toplumun geçmişi, yazılarında
derinlik ve bağlam sağlayabilir. Tarihsel bağlamlar ve kültürel ögeler, karakterler ve
hikayeler için zengin arka planlar oluşturabilir.
İçsel Düşünceler ve Felsefi Sorular: Yazarlar, içsel düşünceleri, felsefi sorgulamalar
ve varoluşsal sorular üzerinden de beslenirler. Kendi içsel dünyalarındaki çatışmalar,
arayışlar ve düşünceler, yazılarının temel taşlarını oluşturabilir.
Size sorulmasına tahammül edemediğiniz bir soru var mıdır?
Bu tür sorular bana göre üçe ayrılır ve hiç tahammülüm yoktur.
Kişisel Sınırlar: Kişisel sınırların ve mahremiyetin korunması gereken konulara dair
sorulara genellikle tahammül göstermediğimi belirtebilirim. Özellikle kişisel hayat, özel
ilişkiler veya hassas deneyimler gibi özel alanlara dair sorular bu kapsama girer.
Ahlaki ve Etik Sınırlamalar: Ahlaki veya etik açıdan sorunlu olabilecek, insanlara zarar
verebilecek veya onları küçümseyebilecek içerikteki sorulara karşı duyarlıyım. Bu tür
sorulara yanıt verirken de dikkatli ve saygılı bir yaklaşım sergilemek önemlidir.
Yanıltıcı ve Kötü Niyetli Sorular: Yanıltıcı bilgi yaymak, spekülasyon yapmak veya
kötü niyetli amaçlar güden sorulara tahammül göstermemek gerektiğini belirtebilirim. Bu
tür soruların, doğru ve güvenilir bilgi sağlama amacına hizmet etmediğini
vurgulayabilirim.
Çay mı kahve mi?
Tabii ki çay olmazsa olmazım hatta gün içinde en çok tükettiğim diyebiliriz.
Sizce sevgi nedir, nasıl tarif edersiniz?
Sevgi, bir kişi, nesne veya kavramla derin bir duygusal bağ kurmaktır. Bu bağ, güçlü bir
bağlılık, sadakat ve karşılıklı anlayış demektir.
Sevgi, karşılıklı saygı ve şefkatle desteklenir. Bu, diğer kişinin ihtiyaçlarına ve
duygularına duyarlılık, empati ve anlayış gösterilmesini içerir.
Bazen kişisel çıkarların ötesine geçmeyi ve başkalarının iyiliği için fedakarlık yapmayı
gerektirir. Bu, kendini başkalarının ihtiyaçlarına göre ayarlamayı ve onların mutluluğu
için çaba göstermeyi gerektirir.
Güçlü bir bağlılık ve güven duygusu oluşturur. Bu, karşılıklı güvene dayalı sağlam bir
ilişki ve uzun süreli bir destek anlamına gelir.
Eskiden günümüze sizi etkileyen veya kalemini beğendiğiniz yazar ve şairler var
mıdır?
Klasik edebiyatta Friedrich Nietzsche Felsefi eserleri ve derin düşünce tarzıyla,
özellikle varoluşsal sorgulamaları ve insan doğası üzerine yazılarıyla ve Tolstoy aynı
şekilde beni etkilemiştir.
Türk edebiyatında Mevlana Celaleddin Rumi-Serkan Fırat Tasavvuf edebiyatının önde
gelen isimlerinden biri olarak, şiirleri ve felsefi düşünceleriyle derin bir etki yaratmış
olabilir.
Orhan Pamuk Modern Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olarak, eserleriyle
kültürel ve tarihsel perspektifleri keşfetmeme yardımcı oldu diyebilirim.
Çağdaş Edebiyat Haruki Murakami Postmodern romanları ve benzersiz anlatım
tarzıyla, özellikle hayal gücü ve gerçeklik arasındaki sınırları keşfetme konusunda etkili
bir yazardır. Margaret Atwood Feminizm ve toplumsal eleştiriyi işleyen eserleriyle,
çağdaş edebiyatın önemli yazarlarından biri olarak ilham kaynağı olabilecek bir yazardır.
Ayrıca son zamanlarda bunlar arasına koyabileceğim kitabını yeni okumuş olduğum
toplumsal olaylara harika dokunuşlar yaptığını gördüğüm Şale Köse.
Şiirde Pablo Neruda Şiirlerinde sevgi, politika ve insanlık halleri üzerine yazdığı güçlü
ve duygusal metinlerle beni çok etkileyen bir şair.Sylvia Plath İçsel çatışmalar ve
psikolojik derinlikleri işleyen şiirleriyle, özellikle kişisel ve duygusal keşiflerde çok etkili
bir şair.Yine bizden son zamanlarda okuduğum ve özellikle dilindeki farklılık ve Aşıklara
has dokunuşları yakaladığım ve her bir şiirine hayran olduğum Mehmet Emci.
Sakın adını anmadığım yada sıralayamadığım sayısız değerli yazarımız alınmasın
bunlar benim kişisel görüşüm ve yakın zamanda bende derin izler bırakan yazar
Kalemdaşlarım.Daha belki burada saymakla bitiremeyeceğim birbirinden değerli
yabancılara kalem attıracak fakat adı bilinmeyen yazarımızı sayabilirim.
Her gün yeni bir yazarın ve yeni bir kitabın çıktığına tanıklık ediyoruz. Bu konuda
bir şeyler söylemek ister misiniz?
Her gün yeni yazarların ve kitapların piyasaya çıkması, edebiyat dünyasının sürekli bir
yenilik ve çeşitlilik sunduğunu gösterir. Bu durum, farklı bakış açıları, anlatım tarzları ve
konuların keşfedilmesini sağlar ve okuyuculara geniş bir seçim yelpazesi sunar.
Yeni yazarların ortaya çıkması, edebi dünyada fırsatlar ve taze seslerin ortaya
çıkmasına olanak tanır. Bu, hem deneyimli yazarlar hem de yeni başlayanlar için ilham
verici bir ortam oluşturur. Yazarlar, kendi seslerini bulma ve eserlerini paylaşma
konusunda daha fazla fırsata sahip olurlar.
Her gün çıkan yeni kitaplar, okuyucuların daha fazla seçeneğe sahip olmasını sağlar.
Farklı türlerde, konularda ve yazım tarzlarında kitaplar bulmak, okuyucuların ilgi
alanlarına göre kitap seçmelerine olanak tanır ve okuma alışkanlıklarını çeşitlendirir.
Pazarın genişlemesiyle birlikte, yazarların ve yayınevlerinin kaliteli içerik sunma
konusunda daha fazla rekabetle karşı karşıya kaldığını belirtmek önemli bu noktada. Bu
durum, hem yazım kalitesinin hem de yayıncılık standartlarının yükselmesine katkıda da
bulunabilir aynı zamanda düşürebilirde.
Yeni yazarların ve kitapların çıkışı, edebiyatın sürekli olarak evrildiğini ve değiştiğini
gösterir. Bu, edebi formların, temaların ve anlatım tekniklerinin zamanla nasıl geliştiğini
gözlemleme fırsatımız olacak ve tabii ki her şeyde olduğu gibi burada da kalıcı olan ve
elenenler olacaktır okur her zaman özveri ve kaliteyi farkeder.
Hayatınızda düstur edindiğiniz bir söz veya davranış var mıdır?
Hayatımda ‘Her şeyin bir zamanı vardır’ sözünü düstur edindim. Bu anlayış, bana sabırlı
olmayı ve her durumda olayların doğal akışına güvenmeyi öğretti. Bu yaklaşım, hem
kişisel hem de profesyonel yaşamda daha dengeli ve huzurlu bir bakış açısı
kazanmama yardımcı oldu.
Şans mı nasip mi, bir ayrım yapar mısınız?
Aslında bu soruya verilebilecek yanıt kişisel bakış açınıza göre değişiklik gösterecektir.
Şans, genellikle kontrol edemediğimiz ve beklenmedik olayların bir araya gelmesi olarak
tanımlanır. Kimi insanlar şansın, belirli bir hazırlık ve fırsatın kesişimi olduğuna inanır.
Hayatın bazı anlarında şans, olumlu veya olumsuz olayların sebebi olarak kabul edilir.
Nasip ise daha çok bir inanç ve kader anlayışına dayanır. Bireyin yaşamında
gerçekleşen olayların önceden belirlendiği ve kişinin buna teslim olduğu bir kavramdır.
Nasip, kişinin elinden geleni yaptıktan sonra, olayların sonuçlarını kabul etme sürecini
içerir.
Şans ve nasip arasında bir ayrım yapıp yapmamak, kişisel inançlar ve dünya görüşüne
bağlıdır. Eğer hayatta kontrol edemediğimiz durumların bir sebebi olduğuna
inanıyorsanız, nasibi ön plana çıkarabilirsiniz. Diğer yandan, olayların tesadüfi olduğunu
düşünüyorsanız, şans kavramına daha yakın hissedebilirsiniz.
Bazı insanlar, hayatta hem şansın hem de nasibin rol oynadığına inanır. Hayatta
karşımıza çıkan fırsatlar ve olayların bir kısmının şans eseri olduğunu, bir kısmının ise
nasip ile şekillendiğini düşünürler.
Bana kalırsa “Şans, anlık fırsatlar ve beklenmedik karşılaşmaların sonucudur; nasip ise
bu fırsatların bizim için en doğru zamanda karşımıza çıkmasıdır” gibi bir yaklaşımla her
iki kavramı da kucaklayan bir cevap vereyim.
Sosyal medyadan takip ettiğimiz kadarıyla yeni kitabınızla ilgili müzik
çalışmalarınız da var bu konuyu biraz açabilir miyiz?
Yeni kitabımın atmosferini tam anlamıyla yansıtmak ve okuyuculara benzersiz bir
deneyim sunmak için müzik çalışmaları yapıyorum. Bu müzikler, hikayenin duygusal
tonunu ve karakterlerin içsel dünyasını daha derinlemesine hissettirecek şekilde
tasarlandı. Okuyucular, kitabı okurken bu müzikleri dinleyerek hikayeye daha fazla
bağlanabilecekler.
Aynı filmlerdeki gibi kitap adına özel Türkçe ve ingilizce soundtrack albümü olacak ve
tüm bu söz müzikler bana ait tarafımdan hazırlanacak.
Ayrıca sadece belirli an ve atmosferlere ve kitaptaki bölümlere özel enstrümantal tema
kısımları olacak.
Amacım okurlarımın her an bu kitaptan ve hikayeden en yüksek hazzı almaları ve
kendilerini kendilerini hikayeye kaptırmaları.
Sosyal medya kullanımı hakkında düşünceleriniz nelerdir, fayda ve zararları
hakkında neler söylemek istersiniz?
Sosyal medyanın, doğru kullanıldığında bilgiye hızlı erişim, bağlantı kurma ve ilham
alma gibi birçok faydası var. Ancak, bilinçsiz kullanımda zaman kaybı, bağımlılık ve
gizlilik riskleri gibi olumsuz etkiler de söz konusu olabilir. Bu nedenle, sosyal medya
kullanımında dengeyi sağlamak ve bilinçli tercihler yapmak çok önemli.
Genç ya da yeni çıkan kalemler için buradan bir tavsiyeniz olacak mı?
Genç yazarlar için en önemli tavsiyem, yazma tutkularını asla kaybetmemeleri ve her
gün yazmaya devam etmeleridir. Yazarlık bir maraton gibidir; sabır, azim ve sürekli
öğrenme ile başarıya ulaşılır. Kendi sesinizi bulduğunuzda, eserlerinizin okurlarda nasıl
bir iz bıraktığını görmek, bu yolculuğun en güzel ödüllerinden biri olacaktır.
Başarı tesadüf müdür?
Başarı genellikle tesadüflerle değil, planlama, çaba ve kararlılıkla elde edilir. Şans,
bazen doğru zamanda doğru yerde olmayı getirebilir, ancak gerçek başarı, fırsatları
değerlendirmek için hazır olduğunuzda gelir. Başarı, çoğunlukla sürekli bir emeğin ve
azmin sonucudur.
Son sözlerinizi alabilir miyim?
Öncelikle bu keyifli sohbet için teşekkür ederim. Yazarlık, insanın kendi iç dünyasını ve
yaşamdan aldığı dersleri paylaşabileceği büyülü bir yolculuk. Bu yolculukta, sabır, azim
ve öğrenme arzusunun en önemli yol arkadaşları olduğunu düşünüyorum.
Okuyucularıma da şunu söylemek isterim: Hayallerinizin peşinden gitmekten asla
vazgeçmeyin. Her adım, sizi hedeflerinize bir adım daha yaklaştırır. Yazmak, okumak ve
öğrenmek; bu üçlü, hayat boyu rehberiniz olsun. Sevgilerimle.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.