PROJE İSMİ | AMACI | DURUM | BAĞLANTI LİNK |
---|---|---|---|
100 Yazar 100 Eser | Cumhuriyetimizin 100. yılına özel | Tamamlandı | Satın Alabilirsiniz |
Kudüs | Kanayan Yaramız | Tamamlandı | Satın Alabilirsiniz |
Yarım Kalan Hikayeler | Herkesin bir hikayesi vardır | Eser alımı tamamlandı | Eser Paylaşımı |
Öğretmenim | Sizi etkileyen öğretmeninizi anlatın antolojide yer verelim | Devam ediyor | Eser Paylaşımı |
Ortadoğu şiir yarışması | 3 kişiye ödül verilecek | Devam ediyor | Eser Paylaşımı |
Güle Revan | 40 Yazar 40 Naat | Eser alımı tamamlandı | Satın Alabilirsiniz |
Kaygı bozuklukları, bireylerin gelecekte gerçekleşme ihtimali olan korkutucu olayları, sürekli olarak zihinlerinde sanki kesin olarak gerçekleşeceğine yönelik olumsuz düşüncelerden kaynaklanmaktadır. Kaygı hisseden bireylerde, kas gerginliği, dudak kuruluğu, olası tehlikeli durumlara karşı sürekli tetikte kalma hali bulunmaktadır. Aynı zamanda kaygılı bireyler genellikle çevrelerini kontrol etme eylemleri göstermektedir. Kaygı bireyi hayatta tutmak için gerekli bir duygudur fakat bireyin sosyal yaşantısında işlevselliğini kaybetmesi durumda kaygı bozukluğundan bahsedilmektedir (APA, 2013). Kaygı bozukluklarının alt türleri, eşlik eden inançların ya da düşüncelerin içeriğine göre farklılık göstermektedir. Toplumsal kaygı bozukluğu (sosyal fobi), kaygı bozuklukları arasında en yaygın görülen ruhsal bozukluktur. Stres verici yaşam olaylarında bireyin başkaları tarafından onaylanmayacağı, eleştirileceği ve olumsuz değerlendireceği şeklinde çarpıtılmış düşünceleri vardır. Sosyal kaygı bozukluğuna sahip bireyler sosyal ortama girmekten çekinir veya kaçarlar. Sosyal kaygı bozukluğunun fiziksel belirtileri hızlı kalp atışı, el/ses titremesi, vücutta hissizlik, gerginlik, vücut ısısının artması şeklinde gösterir.
Psikopatolojilerin etiyolojisine (nedenselliğin incelenmesi) bakıldığı zaman genel olarak hem genetik hem de çevresel faktörlerin birlikte önemli rol aldıkları bilinmektedir. Psikobiyolojik yaklaşıma göre, mizacın sosyal kaygı bozukluğunun gelişmesinde önemli rol oynamaktadır. Aynı zamanda ebeveynlerin otoriter veya tutarsız tutum ve davranışları etkindir. Ebeveynlerinde sosyal kaygı bozukluğu olan bireylerde, tanının görülme sıklığı daha yüksek olduğu ve akran zorbalığına maruz kalma gibi travmatik yaşam olayları bilinmektedir. Toplumsal kaygı bozukluğu diğer kaygı bozuklukları ile birlikte görülebilmektedir. Madde bağımlısı bireylerin %70’inde sosyal kaygı bozukluğu belirtilerinin olduğu bilinmekte ve madde bağımlılığının önlemesi için erken tanının konması önemlidir. Buna ek olarak komorbidite (birlikte görülme) oranı yüksek olan diğer ruhsal bozuklar ise majör depresyon, madde kötüye kullanımı ve travma sonrası stres bozukluğudur.
Bilişsel davranışçı modele göre anksiyete (kaygı) bozuklukları; çarpıtılmış inançlar, belirli yaşam olayları, duygular ve neden sonuç ilişkisine dair negatif düşüncelere sahip olma sonucunda ortaya çıktığı ileri sürülmektedir. Sosyal kaygı bozukluğu heterojen bir bozukluk olduğu için kişiye özel terapi planı uygulanmaktadır. Bilişsel davranışçı terapi, günümüzde en yaygın kullanılan kısa süreli yapılandırılmış terapi yöntemlerinden biridir. Her seansta belli bir gündem vardır. Bireylerin güncel sorunlarına çözüm odaklı yaklaşır. Duygu, düşünce ve davranış arasındaki ilişkiye vurgu yapmaktadır. davranış değişikliği sağlamak için düşünceleri alternatif düşüncelerle değiştirmeyi hedefler. Bireyin sahip olduğu düşüncelerin ne kadar gerçekçi ve işlevsel olduğu incelenir. Bilişsel davranışçı ekolünü benimseyen terapistler, otomatik düşünceler, temel ve ara inançlar üzerinde çalışmaktadırlar.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.