PROJE İSMİ | AMACI | DURUM | BAĞLANTI LİNK |
---|---|---|---|
100 Yazar 100 Eser | Cumhuriyetimizin 100. yılına özel | Tamamlandı | Satın Alabilirsiniz |
Kudüs | Kanayan Yaramız | Tamamlandı | Satın Alabilirsiniz |
Yarım Kalan Hikayeler | Herkesin bir hikayesi vardır | Eser alımı tamamlandı | Eser Paylaşımı |
Öğretmenim | Sizi etkileyen öğretmeninizi anlatın antolojide yer verelim | Devam ediyor | Eser Paylaşımı |
Ortadoğu şiir yarışması | 3 kişiye ödül verilecek | Devam ediyor | Eser Paylaşımı |
Güle Revan | 40 Yazar 40 Naat | Eser alımı tamamlandı | Satın Alabilirsiniz |
2007 senesinde kemiklerindeki rahatsızlıktan dolayı operasyon geçiren ve ardından uzun süre fizik tedavi gören 43 yaşındaki Derya Bekdemir, Giresun’da kalan halasının yanına giderek hayata yeniden tutundu. %59 yürüme engeli bulunan Derya Bekdemir, hayvancılığın hayatına katmış olduğu hareketli yaşam ve moral ile motivasyonunu yeniden nasıl kazandığını anlattı.
5 yıl önce Giresun’da halasının büyükbaş hayvanlarıyla ilgilenen ve bu süreç içerisinde şikayetlerinin azaldığını fark eden Derya Bekdemir, Covid-19 salgını döneminde annesi ve babasıyla Burhaniye köyüne taşınarak hayvan bakmaya karar verdi. Daha önce yaylada halasının yanında edindiği tecrübeyle buzağı alan Derya Bekdemir, babasının da desteğiyle ahır yaptırdı. İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün 3 yıl önce 5 büyükbaş hayvan hibe etmesiyle ahırının kalabalıklaştığını söyleyen Derya Bekdemir, hayvancılık sayesinde daha hareketli bir yaşam sürmeye başladığını aktardı.
“AĞRILARIMIN AZALDIĞINI FARK ETTİM”
Koltuk değneğiyle her gün ahıra giderek hayvanların bakımı, süt sağımı ve ahırın temizliği gibi işlerle uğraşan Derya Bekdemir’in şimdilerde 8 büyükbaş hayvan ve 3 buzağısı bulunuyor. Derya Bekdemir; “O dönemler benim için çok sıkıcı ve yorucuydu. Sonra uzuvlarımın birçoğunu hissetmemeye başladım, sonra buna farklı sağlık problemleri de eklendi. Orada buzağılarla ineklerle oynarken, onlar benim ellerime, kollarıma dokunurken, yalarken, o sürede geçirdiğim zamanda ağrılarımın, kramplarımın daha da azaldığını fark ettim. Yattığım zaman canım çok yanıyordu, uyuşmalarım çok fazla vardı ama hayvanlarla oynadığım gün, galiba hareketliliğim arttığından dolayı yataktan daha rahat kalktım.” dedi.
“HER BİRİNİN AYRI BİR İSMİ VAR!”
Hayvanlarının her birine ayrı isim koyduğunu belirten Derya Bekdemir; “İlk göz ağrımdan biridir ‘Çilek’ isimli buzağı. Baharda gelen hayvanımızın birinin adını ‘Yazgülü’ koydum, birinin önlerine gelen saçları vardı, kınalı şeklindeydi, adını ‘Kınalı’ koydum. Biri yere basmaya tedirgindi, adını ‘Nazlı’ koydum. Her birinin ayrı hikayesi var. Sanki onlar benim parçam, onlarla bir yolculuktayım, onlarla huzurlu bir hayat yaşıyorum.” şeklinde konuştu.
“ONLARLA GEÇİRDİĞİM HER GÜN BENİ DAHA MUTLU EDİYOR”
Hayvan bakarken zorlandığı zamanların da olduğunu söyleyen Derya Bekdemir; “Ama faydasını gördüğüm yerler çok fazla. ‘Bugün benim çok ağrım var, yatmam gerekiyor.’ demiyorum, sabah kalkıp ‘Hayvanlarımın bana ihtiyacı var, gitmem gerekiyor.’ diyorum. Onlarla geçirdiğim her gün beni daha mutlu ediyor.” ifadelerini kullandı.
Hayvanlarından elde ettiği süt, peynir, yoğurt ve tereyağı gibi ürünleri pazarlayarak gelir sağlayan Bekdemir, az da olsa tarlasında ürettiği sebzelerin de satışını yapıyor.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.