Çocuklarda ürtiker ve anjioödem
ÇOCUKLARDA ÜRTİKER VE ANJİOÖDEM
Ürtiker, tekrarlayabilen, deride 1-10 cm ye dek değişebilen boyutlarda döküntüleri ve 4K belirtisi (Kaşınma, Kızarma, Kabarma, Kaybolma) olan bir deri hastalığıdır. Bulguları genellikle 1-24 saatte kaybolurken yakınında yeni bir benzer bulgu ortaya çıkabilir.
Anjioödem ise sadece deri değil aynı zamanda deri altında destek dokusuda olaya katılır. 4K belirtisine ek olarak yanma-batma hissi bulunan bir tablodur.
Ürtiker ve anjioödem sadece bir veya birkaç kez ortaya çıkabildiği gibi daha seyrek olarak değişik sürelerde yineleyerek yıllarca seyredebilir.
Ülkemizde çocuklar arasında görülme sıklığı ortalama % 10 kadardır. Anne ve/veya babasında ürtiker veya anjioödem veya bir başka allerjik hastalığı olanlarda görülme sıklıkları artmaktadır.
Hastalık bulguları olgulara göre farklılık gösterebilmekle birlikte çeşitli besinler (inek sütü, yumurta akı, besin katkı maddeleri, kuru yemiş, fındık, fıstık, kabuklu deniz hayvanları, balık , çeşitli ilaçlar, polenler, arı zehiri gibi alerjenlere karşı alerji sonucu görülebilir. Ayrıca diğer nedenlere (parazit, enfeksiyon, fiziksel, psikolojik, kalıtsal, vs.) bağlı olabilir. Bazen etmenler tam olarak ortaya konamayabilir.
Ürtiker ve Anjioödem’in tanısı çocuklarda öykünün değerlendirilmesi, muayene ve alerji testleri ile konur. Alerji testleri çoğu hastada alerji bulunduğu için tanıyı destekleyen bir testtir. Alerji testleri her yaş grubunda yapılabilir ve alerji uzmanları tarafından değerlendirilir. Elde edilen bulgular tedavide yön vericidir.
Ürtiker ve Anjioödem’in tedavisindeki ilk önemli basamak o hasta için tetikleyici olarak etki eden faktörlerden korunmaktır. Bulgular ortaya çıktığında sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. İlaç tedavisinde ilaçlar bulgular ortaya çıktığında veya gerekiyorsa uzun süreli verilebilir. Sadece deri bulgularıyla ortaya çıkan Ürtiker ve anjioödem en sık görülen tablodur ve genellikle tedavi ile bulgular iyileşir.
Tedavisi planlanan hastaların uygun aralıklarla takip muayeneleri yapılır, aralardaki rahatsızlıklarını nasıl tedavi edecekleri konunda bilgiler verilir ve halledemedikleri bir problemle karşılaştıklarında nereye başvuracakları kendilerine açıklanır. Hastalar kendilerine önerilen tedaviye uydukları takdirde hastalığın yineleme ve ağırlığında azalma görülür, tedaviye uyulmadığı takdirde hastalık bulgularında ilerleme görülebilir.
Hastaların uygun aralıklarla izlenmesi ve hastalığın seyrine göre tedavinin yeniden düzenlenmesi en önemli noktalardan biridir.
Ürtiker ve Anjioödem anafilaksi ile birlikte olabilir. Anafilaksi (ciddi allerjik reaksiyon) olgularında hayati tehlike oluşabilir. Anafilakside deri bulgularına ek olarak nefes darlığı, gırtlak ve boğazda şişme-tıkanma hissi, tansiyon düşmesi, çarpıntı, şuur kaybı gibi diğer organları da ilgilendiren bulgular da vardır.
Bir alerjik hastalığı bulunan kişilerde bazen bir başka allerjik hastalık bulguları zaman içinde eklenebilir. Ürtiker ve Anjioödemli çocuklarda zaman içinde astım, alerjik nezle gibi diğer alerjik hastalıkların ortaya çıkıp tabloya eklenme riski normal sağlıklı çocuklara göre daha yüksektir. Hastalara uygulanan tedavi ile genellikle hastalık bulguları süratle iyileşir ve yakınmaların şiddeti ve sıklığı azalır. Hastaların bir kısmında bir veya birkaç yıl içinde hastalık yinelemesi azalma göstermektedir.
Tedavide birinci kuşak antihistaminikler (setirizin, loratadin vs) temel tedavi basamağını oluşturur. Eğer yanıt alınamıyorsa mutlaka besin ilaç intoleransı, aspirin, azo boyaları, benzoat ve sorbik asit gibi gıda koruyucu içeren yiyeceklerden uzak durmaları öğütlenir. H1 grubu ilaçlarla kontrol edilemeyen durumlarda tedaviye hidroksizin ve difenhidramin gibi ikinci kuşak ilaçlar eklenir. Bazen bu kombinasyona da yanıt vermeyen vakalar olabilir. Bu durumda tedaviye simetidi ve ranitidin gibi H2 reseptör antagonisti ilaçlarda eklenir. Daha ciddi vakalarda (boyun bölgesi tutulumu ve anaflaksi ) sistemik steroid tedaviye eklenir.
Özellikle ses tellerini tutan ve Anaflaksi vakaların olabilirliğine karşılık Ya da böyle bir atak geçirmiş olanların epinefrin(adrenalin) kalem enjektörünü (Epipen) sürekli yanında taşımaları önerilir. Böyle bir durum anında direk olarak diz kasına yapmaları hayati önem taşır.